31 Mart 2006

uf zaman çok hızlı geçiyor. Pek dolu geçmeye başladı sanki. Ki blog yazacak zaman bulamadım :PYok aslında ne zaman yazmaya otursam başka şeylere daldım bi baktım yazmamışım falan. Erol tşk ederim hatırlattığın için :)
*
Son 2 gündür pek keyifli oldum. Çünkü mavi gördüm. Mavi huzur verir, sukunettir. Birazda yeşili andırıyordu ama ben mavi görmek istedim. Mavi gördüm denizi ve mutlu oldum. Deniz maviydi.Ben maviydim. Mavi maviydi gökyüzü.(neydi bu)
Dün kurstan kaçtım :) (annemin tabiri. kurstan kaçmış dedi benim için. halbuki işim bitmişti) Eslem hanımı aradım ve sağolsun geldi. uf aman. Çok güzel bir gün geçirdik. mantarlı tavuklu kebap-kız kulesi-cheesecake üçgeni arasındaydık.
Ben çok vapur falan binmezidim. Çok bindim. Ve artık deniz kusucam nerdeyse. Tamam İstanbul çok güzel. Havasına suyuna taşına toprağına kurban. Ama bak bak nereye kadar denizede. Aynı şey mavi gözler için de geçerli.(ki çok iyi öğrendim bunu y hayvanından) insan sıkılıyor. Bir ara düşüncelere falan dalıyım dedim maviliğe bakarak. Ama flickr ruhum bunu engelledi. a martı, a gemi, a sal, a yat, a güneş, a mavi... diye diye düşünemedim resim çekmekten. Sırf düşünmek için çıkılmalı mı ki acaba mavi bir seyahate?
*
dertler puf olsun gitsin...
*

25 Mart 2006



Oysa kaç güvercin havalanmıştı içimden
Konarak pervazlarına gülüşlerinin
Kaç mermi sıyırmıştı ruhumu
Acımasız yürüyüşlerinin mevzilerinde
Dayanmıştım
Ağlamıştım saatlerce parçalanan düşlerime
Ta ki sevgilim
Kızaran bir gök bulutu
Ölümü
Bir yıldırımla düşürdüğün ana değin
Kalbimin haritasına
Artık ilgilenmiyorum seninle
Demiştin barut kokan kelimelerle
Demiştin de hayat ölü bir bıldırcın gibi
Tutuşup yanmıştı yanan bir tahta içinde
Tarla küllerle dolu, ortasında yumurta
Çatladıkça yeniden doğuruyor kanımdan
Fışkıran harflerle kalbim olan cümleyi:
Ben ancak bir tarih kitabı kadar
İlgileniyorum seninle...
ilkokul zamanlarından anılar;

- Ablam "hil" para biriktirmiş. Ve bana kendi parasıyla bir doğum günü hediyesi almış. Getirmiş. Açmışım ki tüylü bir kedi almış bana. Böyle elime aldığım gibi hapşuuuu... Çünkü benim alerjim varmış, vardı, var. :) Böyle de nazlı bi tipim işte. :p Sonra ablam değştirmiş kediyi. Tüysüz bişi almış, o da hala yanımdadır. Başucu yastığı olarak kullanılmakta. Mim bilir pek rahattır.

İlkokul bittiğinde semtimiz değişti. O zaman ki arkdaşların hepsi orda kaldı yani. Sabahları arkdaşım nev (sabahın köründe) meeeer diye bağırırdı mahallede. Bazende ben neeeev diye bağırırdım. hala görüntüsü gözümdedir. Balkonda saçlarını tarardı bi dakka derdi. Süslü kız :) Aynı sınıfta okuyorduk. Oda koç burcuydu. Hatırladıklarım bunlar. İyi kızdı ama. Daha sonradan ortaokulda okul bizi tatilyaya götürmüştü. Böyle tren sırasında beklerken... aaa bi baktım nev. hal. han. İlkokulumla (ki onlar ortaokula orda devam ediyorlardı) aynı günde gelmişiz tatilyaya. Böyle az biraz konuşmuştuk işte. Daha sonraa benim ortaokuldaki muzur arkadaşlarımdan birisi nev olarak birine beni arattırdı :) Bende safım aa nev diye konuştumdu :( rezillik ya..
Neyse güzel anılar.. Kimbilir buralarda ilkokuldan birileri okuyordur beni. Öretmenimin adı nihal erdinçti. hey yoksa seninde mi ? :p
Ben bide bandodaydım. Folklör falan bize göre değildi. Öyle oynamalar falan. Bi resmimi bulsam eklerdim. Böyle beyaz pileli etek kırmızı asker gibi üst vardı. Hele bide kafamda beyaz böle taş gibi bi kep yok kep denmez ona ııı.. hani işçiler kafalarına takar ya. Bişi düşüp acımasın diye kafaları. işte onlardandı. çok komikti ya. böyle 23 nisanda falan biz önce arkamızda ailemiz sokak sokak dolaşırdık :) çok güzeldi ya :)

24 Mart 2006

ben mi çok ciddiyetsiz bir insanım yoksa bazıları ciddi olmak için çok mu kasıyor...

la mer ; fevkalade bir şey. seni seviyoruz buenoo
jonquille ; çocukluğumun aşkı :) küçüklüğüm kinderlerle ve nutellayla geçti benim
sacidu ; ya güzel de işte bana ağır geliyo. içinde vıcık çikolata varya
sabanur,alisarı,mim ; o ne ?

ekşiden ; dün gece tuketirken "ben bunun fabrikasının sahibiyle evlenecegim" diye dusunmeme neden olan cikolatadır kendisi.
cok lezzetlidir.once dısındaki cıtır kısmı ısırıp sonra icindeki kremayı emmek suretiyle yenmesi tavsiye edilir.
devamı için buyrun...
Ben kedi istiyorum. Böyle etrafımda dolaşsın. Miyav desin ben ne oldu yavrum diyim :) Sırnaşsın bi yandan nankör olsun. Sonra resimlerini çekeyim. Güzel güzel karizmatik karizmatik baksın. Burnuda güzel olsun.(kimseyi kıskanmadım he) Ve rengi beyaz olsun. Çok tüy dökmesin. Ama çok tatlı olsun. Şimdi kucağımda olabilir mesela. Adı ne olsun... Adını bilmiyorum. Olunca koyarım. Aslında anneme sordum. İzin vermedi. Olabilecek tek şey doğum günümde alınmasıydı. E anne yavru kediyi atacak değiliz ya diyerek kalacaktı. Kimse almasada ben alıp şu arkadaşım aldı derdim nolcak :) Ama olmadı işte. Cesaret edemedim. Atar falan sokağa annem. Aman mazallah. :) günaha girerim...
Tek umudum kaldı. İlerde kendi evimde alabilirim. Hatta hediye edilir bana falan. :p Çok sevinirim.
ya... Bi hayvan sevmek istiyorum. y? Yok o olmaz. Yoksa hemstire mı olsam. Böyle tüyüde dökülmez..

23 Mart 2006

badem ağacı

Sen ağaçların aptalı, ben insanların. Seni kandırır havalar, beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün,Düşünmeden kara kışı, açarsın çiçeklerini

Bu gönül hep düş kurar. Aldanıp her umuda, sıcaklığa
Oysa bilir çoğu hüsran bakınca şöyle bir maziye
Uslanmaz bu gönül nafile

Belki bu kez kış olmaz, Bakarsın sevdam düş olmaz
Bir güler yüz yeter, Bu gönül adam olmaz

Açalım yine çiçeklerimizi, sonu gelmese de aşkın
Kaçıncı kez bağlanmışız, diyorlar bana şaşkın...

Güzel şarkı. Dinlerken huzur doluyor insanın içi. Pek tatlı tatlı söylemişler. Huzura ihtiyacı olanlara tavsiye. Hem de beni anlatıyor. Bu şarkı ile görüyoruz ki benim içim rahat :p
doğum günüm çok güzel geçti. farkettim ki beni çevremde çok seven varmış. ve bi kişi sevmiyor diye üzülmeye hiç değmezmiş. aslında ben ufak şeylerden mutllu olan bi insanım. ki hakkaten sevdiklerimle olmak bile nasıl yetti anlatamam. bi telefon,bi msj... herşey çok güzeldi ya. hangi birini sayayım ki.
*
böyle yeni bi yaşla beraber yeni bi rejime girsem diyorum. ama böyle gerçekten :)

21 Mart 2006

19 Mart 2006

hala anlayamadım
bizi bizden ayıran ısırgan otlarını
sen orda, bulutların arasında sessizce
ya da bilmem hangi şehrinde arzın
garip bir türkünün ardında yürüyorsun
benimse avuçlarında
gözlerinden artakalan
bir kaç yeşil renkli hayal denizi

iki gözüm iki çeşme
neye yanıyorum, biliyor musun
birleştiremedik kalplerimizi

metro(hafif) halleri...

* mango gençliği heryerde...
* metroda ki ülker şeysine vuran adam,çıldırmış.
* tüm sessizlikleriyle elleriyle anlaşan insanlar ve onları ilgiyle izleyen çocuklar...
* şiirli banka oturmuş bunları yazan ama hangi şiir üzerinde oturduğunu bilmeyen ben
* kulağında müzik, hayatın sesini duymayan genç
* birbirlerine hiç yakışmamış bir çift
* metroda sallanarak kitap okuyan insan
* metroda sallanarak yazı yazan ben
* gamzeli mavi gözlü minik çocuk
* müzikdinleyen genç kabloyu yiyor.
* ilerdeki kızın converse ayakkabıları var çok güzel durmuş,çeksem. firkat nerden buluyo ki bu kadar resmi? :)
* metroda bişi yenir mi? çubuk kraker yiyorlar çatçut...
* sanırım müzik dinleyen çocuk yüksek sadakat dinliyor
* sanki şurdaki bi blog yazarı. mı acaba?
* oooo süper bi mp3 playerı var çocuğun incecik.
* süm t7 almış. macro ne? dedi.
* olivium ; kro cenneti
* metroda gazete okuyan ve ona göz ucuyla bakanlar
* müzik dinleyen çocuk gitti,yerine bi kız geldi ve yanına yakışmayan çiftin kız olanı
* başka bi müzik dinleyen var (27-30)
* sessiz elleriyle konuşanlar duygularını harika yansıtıyorlar yüzlerinde. nerdeyse ben anlıcağım.
* önümdeki kızın elinde dedeoğlu baklavası var :)
* bi reklam var. "çağırdılar. kulaklarımızı tıkayamazdık". ne reklamı göremiyorum. adam çek kafanı.
* ahahha millet kurtlar vadisini konuşuyorlar hemde bunlar bayan! filmide değil.memati kim ya?
* bi çocuk geldi,babası vefar etmiş,hayırlı yolculuklar abilerim ablalarım diyor.kardeşlerine bakmak için para topluyormuş.bana gelmedi zaten bozuk param yok.ama vermeli sefer ayındayız...
* bi adam geldi.. özelliği yok. indi zaten :)
* benden sonra binen kız oturdu. haksızlık mı? değil aynı parayı veriyoruz.
* puma ayakabılı kızın saçları çok güzel
* bir küçük farketti beni(13)
* imdaaat! kapıya yaslanmıştım kapı açıldı. ödüm koptu.
* kalabalıktan görmemişim.keşkül dergisinin reklamı var.(prometheus bilir okunası mı?)
sufi gelecek ve hayat
ölümsüzlük iksiri - biz aşığız biz ölmeyiz...
* siyah sim samsung X700 çıkmış. beğenmedim.
* metro kapısından aynı anda çıktığım insanlarla yarışa giriyorum.bugün tam ben öne geçmiştim. sonra rahatladım geçtim diye bi baktım sollamış gidiyo. :(geçemedim

sevgilim uyku...

Bu oyun nerde biter, hangi yol dosta gider
Ben sevmeye alıştım, muhabbet bana yeter
Hüzün gün batımında, bir an koluma girer
En sevdiğin kuş olur, sonrada uçar gider;
Tutamam.

Hüzün sensiz yapamam
_ kızım pazar ne tarafta?
_ (cts'densonra) teyze şöyle gidicen
_ nereye
_ insanları takip et teyze

gerçek bir pazar insanı evden pazar sepetiyle çıkar. kafasında alacağı şeyler şekillenmiştir. zaten yanında o kadar parası vardır çünkü pazar da soyulma,çanta kaptırma gibi şeyler başına gelebilir.. pazar insanı konuşmaya meyilli olmalıdır. çünkü pazar esnafı tatlı dil sever ve yılan dışarı çıkabilir bu şekilde. ve gelsin indirimler... tabi bunun sebze tarafında olması mümkün değildir çok. ki nimetle şaka olmaz indirim yaptırılmaz...pazar insanının en çok kullandığı kelime _ kaça? pazar esnafının ise ; _ gel abla geeel dir.
pazar insanları özellikle evhanımı olanlar fazla kişi dolaşmayı sevmezler. 2 kişi olsun o da yardım için diye düşünürler. çünkü ev hanımı denilen millet karışılsın istemeyebilir.
her pazar insanı birşey almayacak ta olsa son yenilikleri,pazar modasını takip etmek için de olsa yemeiçme bölümünden diğer bölümlere çıkabilir. pazarda aranan şeyler genellikle bulunur fakat bunun için o pazara en az 3 yıldır daimi gitmeniz gerekmektedir.
pazar insanı havlu kenarı olsun,leğen olsun vb. ihtiyaçlarını gene pazardan temin edebilir.
günün sonunda...
minibüs,metro,otobüs görüntüleri genellikle aynıdır. biri birine aldığı pazenlik kumaşı gösterir, diğeri öbüründen ucuz aldığı için böbürlenir. ama genellikle pazar insanları birbirleriyle uyum içerisindedirler.
birde pazarda kaybolan çocuk tipleri vardır. hemen bir örnekle açıklayalım;
la mer ve annesi pazardadırlar. senee 89 civarı. gezilir falan. sona lamerin dikkatini ufacık tuzluklar çeker. anne bak ne güzel demek için ukarı baktığında (annesini geçmemiş boyu tabi) annesi yoktur. ağlar mı bilinmez kaynaklarda böyle birşey yok. dolanır dolanırç boş bir sokağa gelir. sanırım bu sefer ağlar ki kadınlar noldu tatlı kızım derler(tatlı?) lamer anlatır böyle böyle. durum bu. bi fırın olacak ne tarafta der. (akıllı kız) bu taraf derler o tarafa doğr gider lamer. sonra bakkalın tekinden bi abi :) koşar meer ne işin var burda edsayla kucakladığı gibi hop eve. bu arada evde kimse yoktur. herkes karakoldadır. lamer böyle de sevilen bir insandır. :p

(bu yazıda ki dikkate alınan pazar fat-çarpadır. ki ilerleyen günlerde florya-çarpayıda yazarız. orası bambaşka bi alem.:P)

18 Mart 2006

hani arabanızla gidersiniz. trafik sıkışıktır. ve toz bezi, şarz aleti, simit, kağıt helva satan insanlar vardır. evet artık zaman değişti. adamlar abartmıyorum 5-6 tane adam birden org satıyorlardı. ya kaç kişi alır ki org. ki o 6 kişi içinden hangisinden alır? insanlar biraz daha düşünseler. akıllı olsalar diyorum. aa adam org satıyo bende satayım. a bende satayım. zaten düşük pazar payı olan bir nesnenin pazar payını daha da düşürüyorlar kendileri için. ya bari bari başka bi yerde satın ya hu.








Çok şaşırdım bu resimleri gördüğümde. Ya ben ne önyargılı bi insanım. Sanki kızı yakinen tanıyorum da böyle resimlerde şaşırıyorum. Tanımam etmem,sadece kliplerden dolayı garip olduğunu düşündüğüm bi insandı halbuki. Sırf halden hale girmesi beni çok itti galiba. Çok Çok farklı olmaya çalıştığını düşünerek... Ama küçükken bi klibini izlemiştim(evet küçükken o benden baya yaşlı sanırım) çok tatlıydı o klipte. Böle bi şehirde dolaşıyordu. Kıyafeti kırmızıydı. Sanırım ondan sonra acayip hallerini görmek benim canımı sıktı ve kocaman bi önyargı ile baktım. Herneyse ablamızı burdan bu görüntüler için tebrik falan ediyoruz. Björk abla ben ettim sen etme. Yanlış tanımışım seni. Affet...

17 Mart 2006

Otobüste ağlamak ;
Binilir otobüse... En kuytu köşe aranır. Ayakta kalındıysa kapının yanı, demire sarılınır. Yok boş yer varsa cam kenarı tercihtir. Oturulur... Kah asfalta bakarak kah gökyüzüne bakarak düşüncelere dalınır. Arada bi etraf kontrol edilir ( ki bugün karşımda ki kadın sanki benimle üzüldü) Kimseye belli etmeden mendil çıkarılıp burun,göz vb. silinir. Uzaklara bakmaya devam edilir edilir edlir... Ve gözlerden yavaş yavaş iner iner yaşlar... Tutmaya çalışılır... Belki bi kavanozum olsa denir içten. Tane tane toplasam gözyaşlarımı. Kavanoz? Tencere? Kova? Leğen? Küvet?

Bugün fat-tak-şiş hattında ağlayan bi kız görenler.. Evet o bendim :) Ama bakın gülüyorum. Ellerim gülme işareti yapmaya programlı :p Bide kalbime artı bi programa daha ihtiyacım var. Gül komutunu vereyim gülsün. Arada bi hüzün olsun içinde ama... Geçsin. He en önemlisi unut komutu. Unut yazdım mı tamam. Her istediğim gitsin. Ya da uğraşmayalım biri benim kafama tavayla vursun.
*
Bugün resim çekme ruhu olmayan bir arkdaşla taksimdeydim. Bi resim çekeyim dedim. Taksimin ortasında mal mal ne çekicen dedi. Söndüm :(jonquille bile böyle düşünmemişti halbuki.

15 Mart 2006

Geçen gün annem ve babam bir yere gidiyorlardı ve beni yol üzerinde ki anneanneme bıraktılar. ( sanmayın ki 6 yaşındayım da baksın diye. ben ona bakayım napıyor diye ondan) Neyse... Vardım. Market alışverişini falan yaptım.Evini toparlardım. Sonrada yemek hazırladım ve beraber yedik,içtik televizyon izledik. Çok ilgili, görgülü bir torun oldum yani.
Ben gitmeden dediği şeyi dün arayarak tekrar etti.
_ Mer. Sen geldin ya içim aydınlandı. Sen hep gel. İş miş istemem. Bana arkadaş ol yeter.
Ah canım. Hem sevindim hem üzüldüm. Gençken hoşumuza gidiyor yalnız olmak ama yaşlanınca çok kötüymüş. Kızlar,oğlanlar,torunlar... Hiçbirinden fayda yok. Herkes kendi telaşında. Hayırlısını versin Rabbim ve yalnız olanlara kolaylıklar...

Dinleyin Dinletin köşemizde bu hafta Badem ve Badem Ağacı şarkısı var. Sonunda anneannesiyle ilgili hoş şeyler söylüyor. Bunu anneannelerimize dinletip sevgilerini kazanabiliriz. Yada kapat şu dandun çalan müziği de diyebilirler tabi. Tedbiri elden bırakmayalım...
Sanem Ç. oynuyor diye hemen Kara Melek dizisini yayına koymuşlar. E tamam benimde ilk izlediğim dizilerden biridir. Özellikle şarkısı çok severdim küçükkene. Çocuklarım olmadan asla diyen kadının aslında kara bi melek olduğunu mu söylemeye çalışıyorlar nedir?
*
Çok fazla sinir oluyorum cocacola reklamında oynayan çocuğa. O güldükçe benim nefretim çoğalıyor. Şimdiden söyliyim kimse bana öyle gülmesin. Gıcığım...
*
Danone büyüten lezzetle ilgili bi ara çocuk sağlığını etkileyecek maddeler olduğuna dair haberler yayılmıştı nette. Herşeye de inanamıyor insan. Ama daha çok yensin diye fiyatının inmesi falan insanı iyice kuşkulandırıyor. En iyisi hiç yedirmemek çocuklara. Gençliğe birşey olursa geleceğimiz kalmaz.
*
Yazdıklarıma bakınca nasılda anlaşılıyor televizyon izleyip bilgisayar başına oturduğum :) Ben bile anladım. :p

14 Mart 2006

sırta asılacak kartlar :p



yok ben atıcam bu bilgisayarı başka çare kalmadı. tam tam bitmek üzereydi photoshoptaki işim. nasılda çat dedi kapandı. aaaaa.... imdaaaat....
*

13 Mart 2006

ikiyimben

pek bunalım takılıyorum son 2 gündür nedense. geçmiş-şimdi-gelecek zamanlarla ilgili sorunlarım var. yani hayatla. geçmişin unutulması gerekiyo,şimdi doğru kararlar alınması gerekiyo,gelecek.. gelecek mi ki? bilmiyorum...
ben hafta içi bi kursa başladım ya hemen bi iş fırsatı çıktı. yarına cv doldurmaya mı ne gitcem, bi işe girerim belki. hayırlısı.. oo açıkta bir iş olacaktaaa yerleşicem deee.. bu arada kursa devam ediyim bari. neyse...
ne kadar da belirsiz bi insanım. insan mıyım...
*
hani belediyenin reklamları vardı. bloglarda da baya konuşulmuştu zamanında. işte gökyüzü hiç bu kadr mavi olmamıştı, çevremiz hiç bu kadar yeşil olmamıştı falan. neyse.. flickrda "yeşil olmamıştı" diye o reklamın resmini koymuştum zamanında. arkdaşın biri gelmiş demiş ki ; evet camii yeşili... tövbe ya.. İstanbul'dan bahsediyoruz burda. sanki bu güne kadar yokmuş gibi. hay Allahım sinirlendiriyorlar beni. yakıcaz bu flickrı görecekler...
*
bugün nasıl sıkıldım nasıl sıkıldım anlatamam. 12 de annem ve babam çıktılar ve ben evde ne yapacağımı şaşırdım. genel olarak odam ile mutfak arasındaydım sanırım :) tatlı neyin.. pek iştahım artıı bugünlerde. halbuki hiiç yemek yemem ben ama. nedense böyle işte... :p
*
gözyaşlarını görürsem erir kanatlarım
uçamam rüyalarında yanına...
maliyeden gelmişler bloga :) valla bi borcum yok...

ne işlerle uğraşıyor devletimin memuru... gidin bu boş blogdan. hadi canım hadi... bak müdürün bakıyo yandan sana. hadi canım...

09 Mart 2006

Bizim burda ki markette kampanya var.
Gel hanım teyze sende katıl bu festivale :p
Anlatıyorum kampanyamızı ;
Şimdi 30 ytl lik bir alışveriş mi yaptınız hanım teyzecim. Hemen sizi hemen yanda bulunan gene marketimizin işlettiği restoranta alıyoruz ve 1 değil tam 2 tane lahmacunu anında veriyoruz :)
Evet hanımefendi siz 60 ytllik bir alışveriş mi yaptınız. Hemen sizi gene yan dükkana alıyoruzz ve adana veya urfa ile doyuruyoruz.. :)
Evet sayın sevgili müşterimiz .... hanım ; siz tam 90 ytllik bir alışveriş mi yaptınız. Ne lahmacun ne de adana ile avutuyoruz sizi. Bol yoğurtlu bol yağlı bir iskender ile gönderiyoruz evinize.
Bizden şimdilik bu kadar. Daha nica kampanyalarda beraber doymak ümidi ile...
imza ; Lamerlerin ordaki market...

Korkma aşktan ölmez insan,korkma ölmez aşktan insan

Yüzümdeki boyalar beni nekadar saklar, gülümserim bazen acı kalbime batar. Dayanamadım... Nasıl anlatsam... Biraz duygu... Bütün isteğim buydu. Artık hayatımdan çıksan diyorum, ikimiz içinde hayrılısını diliyorum. Ama daha fazlasını isteme benden yalvarırırm. Ben bittim artık kalmadım... Lütfeen görmeyeyim seni... Aklımla çözemedim bu işi. Deliye vurdum deliliğe vurdum kendimi.
Zaten bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta. Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum. Yürüyordum ben yolumda, öldüğümden bihaberdin, yerinde olsam nasıl öperdim... Neyse ya...
Allı pullu elbisem sürüğüm kokular paristen. Dayanılmaz kadınım ben. hıh...

(bu arada "havada aşk havası var" demeden geçemeyeceğim)

08 Mart 2006

Ağzınız kapalı şarkı söyleyebilirsiniz hemde çok kolay. İşte burdan ; hımmm
*
Önceden başlamam gereken bir kursa başlamış bulunuyorum şu gün itibariyle. Mutluyum ve sanırım o çizikleri atmak stresi yok etmekte. Hocamız burcumu sordu. Koç dedim. Tamam dedi sen bu işi yaparsın :) Ama çok mükemmelliyetçisin dedi. ıı ölemiyim dedim. Şaşırdım. Çünkü öyle olduğumu sanıyorum. Bu konuşmadan sonra ki tüm çiziklerimde bunu düşündüm.
Çok ince eleyip sık dokuyoru muyum? _ hayır
Herşeyde en iyi olmaya çalışıyor muyum? _ hayır
Evet evet çok soruya gerek yok. Ben sevmiyorum mükemmelliyetçi olanları bile. Herkesin kusuru olur, hiçkimse mükemmel değildir. yargılamam yargılayamam kolay kolay insanları. Yau bi kere mükemmelliyetçi insan hırslı olur. Bende hırsın h si yok ki. Belki olsaymış daha iyi yerlere gelirmişim. Yok işte napıyım... Üstüme gelmeyin...
Aslında fazlasıyla koç burcunun özelliklerini taşımaktayım. Belli başlı özellikleri vardır zaten onlarda vardır bende. Yok efenim inatçı olurlar. Ama buna hırs denmez. inadımız öyle yerlerde gelir ki karşımıza hep olumsuzluklar çıkar önümüze. İşte bunu genel olarak hayatımda "yapma" denilen bir şeyi yaparak gösterdiğimden biliyorum. Ama işte genelde bu yaptıklarım olumsuz olayları çıkartıyor karşıma. herneyse... Birde çok lider olmak isterler. O yüzden aslanla zıtlaşarak anlaşırlar ( uf şimdi burç yorumu arayan tipler buraya gelcek hep ya.. ) Aslan dediği olsun ister koçta. Bilmem şöyle bakınca aslan arkdaşlarıma.. Ben yeniyorum sanki be :p
*
Zaman gazetesi Ailem ekinde bir kampanya başlatmışlar "Biz ve O (sav) "adlı . Peygamberimiz'den hayatımıza neler yansıyor? diye soruyorlar okurlarına. 15 mart son günmüş göndermek için. Ben düşündüm de... Sonra üzüldüm... Kafama dank etti birşeyler. Ve birşeyler yapmanın zamanıdır dedim kendime. O'nun birer yansıması olabilsek dedim.. ufak yansımaları bile kafi gelir diye düşündüm sonrada. Rabbim nasip eylesin yolunda gitmeyi. Geçmiş zamanda nerde duydum okudum hatırlamıyorum ama şöyle bir şey vardı ; Peygamberimiz evinize gelse neler yapardınız.. Odanızda ki dergileri mi kaldırırdınız veya başköşedeki televizyon ne olurdu? O geldiğinde sizinle gurur duyabilir miydi ümmeti olarak? ... Böyle insanı etkilesin diye yazılmış bir yazı vardı işte. Görüyorum ki beni etkilememiş çünkü odamla gurur duymadığım gibi O'nun yüzüne bakacak halim bile yok.Sadece dua ediyorum...
Geçen gün bir tanıdık ailenin evine gittik. Herkesin farklı düşünceleri olabiliyor tabi ki de. Ama doğru olan şeyleri tatbik etmek lazım diye düşünüyorum. 4 kişilik bi aile. Evleri normal bir türk evi. Hani vitriniyle,aksesuarlarıyla,kocaman aynasıyla... Ama müslüman evi olduğunu belirtmek amaçlı bir kaç emare var etrafta. Mesela salonun hemen baş köşesi sayılabilir herkesin görebileceği gibi bir yerde seccade serili. yanında tesbihi ile. Biz alışkın değiliz tabi kaç kere bastım tesbihe :)
Birde evin çeşitli yerlerinde antre'de bile birer Kur'an var. Her gören bi satır bile okusun diye. Hepside mealli. Birde evinkapısının dışına bi pano asmışlar.Kendileri olsun çocukları olsun hep beraber bu panoya beğendikleri daha çok "kafaya dank" ettirecek ayetleri yazıyorlarmış. Ya benim öyle hoşuma gitt ki bunlar. Kur'an ile yaşamaya çalışmak işte bu olsa gerek. Allah daha iyi etsin onları inşlh. İşte ben böyle bi evde yaşlanmak istiyorum. Yaşamak istiyorum içten,samimi olarak imanımı.
Umre geldi aklıma. Orda uyku olsun,gezme olsun herşey namaza göre ayarlanıyor ya. Öyle hoşuma gidiyordu ki. işimiz namaz kılmak geri kalanlar sanki boş zamanlarımızda yapılacak şeyler. Halbuki bu devirde öyle bi duruma gelmişiz ki namaz kılmayı boş zamanımız olursa belki lütfedip onuda farzından kılıyoruz. Allah ıslah etsin...

06 Mart 2006

La Mer'in evinin arka tarafı böyle bahçeliktir. Çoluk çocuk oyunlar oynar hep. La Mer odasındadır. Birden sesler gelmeye başlar.Bir küçük çocuk bağırmaktadır :
_ yardım ediiin yardım ediiin...
Mer çok umursamaz ama hala devam eder çocuk bağırmaya. Odanın bir ucundan cama doğru giderken Mer aklından o kadar çok şey geçirir ki..
Mer'in içsesi ; _belki de annesi bayıldı çocuğun camdan sesleniyor... belki de evde yangın çıktı... belki de belki de belki de...
Mer camın önüne gelmiştir düşüne düşüne... ses devam etmektedir...
_ yardım ediin yardım ediin.. burda bi örümceek vaar yardım edin...

işte böyle. Mer kahraman olmayı düşünürken olay bu şekilde sonuçlanmıştır...

(edit: bi gerçek kahramanlığım var onu da yazayım bir ara.)


Ya itiraf etmem gerekiyor. Ben bu çiçeğin çiğdem olduğunu bilmiyordum. Hiç gördüğümü bile hatırlamıyorum. Belki görmüşümdür ama bu güne kadar hiçbir çiçek görüşümde "aa bu çiğdem" demedim.diyemedim. bilemiyordum ki... :( Bunu öğrenmeme vesile olduğu için Sacidu arkdaşıma teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Teşekkürler Sacidu... :)
Evet efenim... Devir öğrenme devridir. Okuma devridir. Okuyup ta düşünme, düşünüpte karar verip bir yola gitme devridir.
*
Yaş 22... ıı 23 mü.. 1984,85,86,87,88,89,90...,06.. evet 22. :) Şöyle bir bakıyorum da hiç 22 gibi değilim :) Bizler 17 yaşlarındayken 22 yaşındakilere abla diye bakardık. Hani onlar herşeyi bilirdi falan. Ama bakıyorum da (en küçük kardeş olduğumdan mıdır nedir) hiç öyle değil. Herşey etkiliyor bunu gerçi. Yetiştirilme,aile içi etkileşimler... vb. Bilmiyorum normal miyim? bana pek normal gelmiyorm ama.. Çevreme de sanırım... neyse ya.. bilmiyorum...
*
Geçen uzun zamandır görüşmediğimiz birine gittik ameliyat olmuştu. Ve o kadar sinirlendim ki. Çok fazla paylaşabileceğimiz birşey yok kendisiyle. Yaşıtız üstüne üstlük. Herneyse deli etti beni. Yok efenim" ee daha daha mer" zaman geçiyor "eee daha daha meer" yau benimde yaptığım bişi yok ki doğru dürüst. Ne diyim ben sana gayri...
*
Gitmek istiyorum bir yerlere gerçekten artık. ama bana böyle sınırsız bi kredi kartı verilmeli. bir de en en iyi anlaştığım arkdaşım olmalı yanımda. ( kim olduğunu düşünüyorum da hepsinin işi var gelmezler ki. bi o vardı o da yok oldu o zaman sen gel iyisi mi)
*
Semerkant'ı okuyorum da... Ne şarapçıymış bu Ömer Hayyam...

evet benim en sevmediğim ev işi ; duvar silmek... ya birde ev süpürmek...
en sevdiklerim ise ütü,bulaşık... çünkü çok fazla şey düşünüp halledilebiliyor böyle durumlarda. yorucuda değil :)
saat henüz 9 olmadı. sanırım 7 buçukta kalktım ve duvar sildik. çok acelemiz vardı. saat 10'da duvarlarımız kaçabilirlerdi. :) şükür bitti kaçmadan :)
meeer diye bir se duydum. evet tam şimdi. şimdi de geeeel.. :) gidiyorum... saygılar...

05 Mart 2006

aman... bi durgunluk bi durgunluk var üzerimde... hayırlara çıksın inşaallah...

04 Mart 2006

mekan ; CRR
konu : sergi açılışı
La Mer'in işi ; öle bakmak
ve birileri...

evet birileri konuşmakta ve bizler kulak kabartmaktayız.

x _ evet kızım nişanlanıyor.
y _ ya hayırlı uğurlu olsun, kıyafeti hazır mı?
x _ diktirmeye verdik bahar korçan'a
y _ ya ne güzel
x _ ama hiç sormadım kaç para diye, çok korkuyorum.kaç para olur sence?
y _ aman korkma canım 4-5 milyar en fazla
x _ he iyi o zaman ucuzmuş.
y _ yok yok bahar istemez. merak etme...

ayh sıkıldım, kurtarın beni burdan...

ve La Mer'in yeğeni gelir yanına.. (9 yaşında)
h _ La Meeeer teyzeee beni caz konserine götürseneee...
m _ h sen biliyo musun caz nasıl bişi?
h _ evet böle cıstak cıstaak.. zenci adamlar gelicekmiiiş..
m _ baban götürsün h...

*
Türk Dili hocası derste söylemiş. Oğuz not almış. La Mer'de not alsın...

İnsan duygu ve düşünceden ibarettir, kitap okumak insanlaşmak demektir.
... konuşmayı izleyen aylarda, küp denklemleri ile ilgili ciddi bir eser yazmaya koyuldu.(Ömer Hayyam) Bu cebirsel denklemin bilinmeyenine Arapça "şey" diyordu. Bu sözcük İspanyolca yapıtlarda Xray diye yazıldığından, zamanla X biçimini alacak ve bilinmeyeni göstermekte kullanılan evrensel X harfine dönüşecekti.

02 Mart 2006

4 4 4 4

yine yeni bir ebe sobe oyunu ile karşınızdayız...
yaptığım 4 iş ;
*
tam da zamanında sorulmuş bir soru. tam da hiçbir işim yokken.. şöyle diyelim. hayatın öğrencisiyim :p
(gün içinde yapılanlar ; blog,flickr,boncuk(cevherdar),ufak evet çok ufak tasarımsal şeyler... iş aryorum evet her halimden belli değil mi? )
defalarca izleyebileceğim 4 film/dizi ;
*
hiç bana göre sorular değil bunlar. en çok izlediğim film "selvi boylum al yazmalım" galiba. o da belki artık kavuşurlar diye.
yaşadığım 4 yer ;
*
Bu ebe sobe oyununda anladım ki çok monoton bir hayatım var. Doğduğumdan beri İstanbul'da yaşıyorum. Ya da şöyle diyelim.. Ee biz ilk Avrupa yakasındaydık sonra Anadoluya gittik ve son 15 senedir gene avrupadayız. Avrupaa yakasıııı :p)
izlediğim 4 tv programı ;
*
Çok fazla ilkokul anketleri tarzında olmaya başladı bu ebesobe oyunu. En sevdiğin sanatçı diyecek diye korkuyorum. İnternet olalı çok fazla izlemiyorum televizyon. Anca rastlarsam bazı şeylere. Mesela Avrupa Yakası,Beyaz,Zaga,,Las Vegas bide The Simpsons...
tatil için gittiğim 4 yer ;
* Evet monoton bi cevap gene :) Yazlık ve yazlık ve bazen de yazlık :) evet yazlık diye
bi yer. Çok güzel sizde gidin :p Ya da gelin buyrun :p He bazen sıkılırsak yazlığa gittiğimizde olur. :p
hemen şimdi olmak istediğim yer ;
* Arkadaşlarla olayım ya. Bi cheescake yemeğe gidelim. Nişantaşında Kantin diye biryer varmış. Cheescake çok güzelmiş. "miş" olmasın işte. Ben çok güzel"di" demek istiyorum artık :p

ne ebeliyorum ne sobeliyorum. oyunu bozuyorum.. :p
tamam bittim ben...

( neden 4 ? dörtdörtlük bir insanmıyız diye acaba? ben değilim bunu öğrendim. ama ama.. hiçkimse mükemmel değildir ki :))
İşte gülümseyen yüzüm.. :)


01 Mart 2006

Koca yaşlı başlı adam bunu nasıl şarkı diye söyler aklım almıyor. Hele bir de "almina" var ki... dilere destan... :) İşte bi kuple :p
seninle tanışmam geçen kıştı.
romandı gözlerin satır başıydı
okuya okuya ismin aşındı
bu aşkın modası geçti diyorum
müsaden olursa ben gidiyorum

Nasıl bir duygu ile yazılır ve sevgiliye gönderilir bu şarkı. Yazık...

bana bir masal anlat baba...
anlatmaz ki babam masal bana...
Süper baba... Pek eski bir dizi. Kanal 7'de tekrar verilmekteymiş bugün gördüm. Sevinç Erbulak öyle genç ki. Kaç yaşındaydı ozaman merak ettim. 17-18 gibi sanki. Gerçi şimdi bile 40 yaşında olanlar bile kızları gibi gözükebiliyorlar. estetikmiş makyajmış... aman neyse...
*
Aman Allahım.. Alışveriş çılgınlığı.... İşte şimdilerde tam zamanı. O kadar indirimli geldi ki herşey. evet herşey. Çünkü seçemedim aralarından ve alamadım.Milyonlarca etek beğendim. ama işte seçemedim hangisini alacağımı. vee şalvar aldım :) Çok hoşuma gidiyor şalvarlar. Hem etek gibi. O kadar rahat ki. Tavsiye ederim... Evde giydiğim bir tane vardı zaten. Şimdi bunu dışarda giymeyi düşünüyorum :) Evet sokakta görürseniz şalvarlı bi tip evet o benim :p
*