29 Kasım 2006

mutluluk...


güneşli günlerin en güzelini, zamanların en dinginini, anların en mükemmellerini yaşadığımı farkettim. bir isim vermek gerekti halime. düşündüm bulamadım. ama herşey isimden ibaretti belki. her işin başı da bir isimdi. ve esirgeyen bağışlayanın ismiyle başlamayı uygun görmüştük biz. başlamamız bir isimdi devamı ise sadece duadan ibaretti.
çok sakin oldu onu sevişim. yağmur gibi. hani yağar yağar da farketmezsin yağmurun güzel yağışına dalmışken neler olduğunu. birden yağmura kapıldı kalbim. anlayamadım bilemedim, sevmişim...
gün geldi acaba dedik biz. yaradanın ismiyle başlamış olmak, hayırlısını dilemek yetmişmiydi? tanımışmıydık biz bizi? bunları düşünürken gün geldi korkuttu yaradan.
kaybetme korkusu yerleşince kalbe... biz, biz olmuştuk...
aşkı besleyen en büyük ateşin inanmak olduğunun bilgisiyle, inanmak istedim bizim sonsuzluğumuza. ama inanmak neydi ki? kalbin mi fikrin mi nefsin mi eylemi?
anlamıştım..
kalbim de, fikrim de, nefsim de onundu. ben o'ydum. o? ben..

ben sevmiştim.. o sevmişti..
söz vermiştik..13 ekimdi..

o günden bu güne değişen hiçbirşey yok. duygular,düşünceler hep aynı.
farkı, yüzüklerimizin içinde isimlerimiz yazılı... ve tarih kasım 25 , ismimiz artık nişanlı..