31 Ocak 2006

Taksim yolları taşlı,gel bana bazı bazı

günden notlar...

* köpeklerin giysilerinde kuyruk yeri varmış. çok güldüm. böyle kuyrukları geçiyor ordan.. ama "kuyrukluk" değilmiş. amaç uçmasın üstünden.. bu aydınlatıcı bilgi için jonquille teşekkür ederim :)

* özsütte limonlu cheescake gerçekten güzelmiş. brownili cheescake hoşuma gitmedi

* "nerde yiyelim" dediğimde "şurda" diyemedi jonquille. bi yer vardı ıı "sabırtaşı". ama 5. katta mıymış neymiş.. ben taksimde öyle bilmediğim 5. katlara çıkmam dedim. mantı ve içli köfte yerine tost yedik. daha doğrusu yiyemedik. içindekileri tabakta getirselerdi dimi je? :p

* kafaya uygun birileri ile oturup sohbet etmek güzel. son zamanlarda ihtiyaç olunan birşeymiş. ama bana yetmedi. hemen de karanlık oluverdi.

* bir dahakine unutmamalı... laptoplar cebe...

* rezil olduk. gerçi iyi iyi baktı sanki ama.. özsütte arka masamızdan biri kalktı a bi baktım Ulvi Alacakaptan. bak jee dedim. bakayım mı dedi. bak dedim. baktı.. ve gözgözeydik... :) burdan Ulvi Alacakaptan'a saygı ve sevgilerimi gönderiyorum. :)

* hey bugün kulakları çınlayanlar.. merak etmeyin bizdik çınlatan.. :p
çok şıpsevdi bir insanım ben ya. takı makı yapıyorum hadi. güzel oluyor ama anca bilgisayarda bir sorun çıktığında elime alabiliyorum. birde örgü örmeyi çok istiyorum. bi arkdaşım her gelişinde tekrar tekrar eski yaptığımı söküyoruz ve bana o modeli anlatıyor. ama gelin görün o gidince herşey eskisi gibi oluyor. bundan önceki gelişinden beri yaptığıma baktı bambaşka bir örnek çıkarmışsın mer dedi. harikayım ya... öyle geliştim ki örgü olayında yeni yeni modeller çıkarıyorum. tek kelimeyim.. harikayım... :p

sök- yap - sök - yap yünümde eskidi... :(
zaten düşünüyorum da başlasam bi atkıya bu gidişle ben gelecek kışa anca bitiririm. hiç başlamamak en iyisi.

(yazdıklarıma bakıyorum da.. tam bi ev kızı moduna girmişim ben. yakında yemek blogu da açarım ben. )

30 Ocak 2006

ya şimdi farkettim nazan öncel'in şarkıları güzelmiş :)

27 Ocak 2006

rüyamda blogumu açtım. altta ki postta 2 yorum vardı. 2.si sekreter diye birinden. bana demiş ki sekreter olmayı düşünüyorsun ama işte bıdıbıdıbıdıd böyle yapmalısın şöyle yapmalısın... bide şimdi geldim baktım yorumunu silmiş... :) neden sildi ki :)
ben sekreter falan olmayı düşünmüyorum. ne düşündüğümü bile bilmiyorum ya neyse...
bir yerlere gitmek istiyorum. ama benimle gidecek kimse yok. hani diyorum dışarı çıkalım kar oynayalım yuvarlanalım. yok yuvarlanacak insan. ya da diyorum bi özsüt bulalım gidelim konuşalım dertleşelim. ama yok.
birde nedense taksimi özledim. daha yeni gittim ama. şimdi karda güzel kareler yakalanabilir. istiyorum işte. evde çok sıkıldım çok.neyse ya..

24 Ocak 2006

dün gece...
dışarda olsam donardı belki gözyaşlarım...
donar mıydı? cık...

içim de ki bu sıcaklıkla ben kar topu bile oynayamayacağım ne yazık ki.
eriyecek karlar gözyaşlarımla.

18 Ocak 2006

mış miş muş

Baharı, canlı bir şekilde atlatabilmenin çaresi, ucuz ve kolay bulunan bir sebzede... Beyaz lahana. Enerji veren, vücuttaki toksinleri atan, bağırsak kanserini önleyen, düşük kalorili beyaz lahana kürü, bahar yorgunluğundan kurtulmak, hatta bu yorgunluğa hiç yenik düşmemek açısından son derece yararlı.
haşlayın ve suyu için diyorlarmış. annem dedi :) ve severek ailecek içiyoruz... :)

11 Ocak 2006

korkuyorum... dün O.G. nin konseri vardı ve hoşuma gitti. bugün de M.G. nin varmış. ya bu da hoşuma giderse... :p
aslında hoşuma gitme değil son zamanlarda ki beğenilerim.. böyle acı çeken bir hal içerisinde olduğum için daha çok böyle kral fm tarzı şarkılar benim halimi anlatıyor. ne diyelim krala selam damara devam :P
ilk defa bu kadar içten dinledim kendisini. ve çok hoşuma gitti. daha doğrusu hiç hoşuma gitmedi beni hüzünlere boğdu tüm şarkıları. ama adam yapmış be...
burda adını yazamayacağım (O.G.) çünkü yeşil bey çok sever kendisini.ve googleda mp3 ararken buraya gelmesini istemeyiz değil mi? :P (zaten sibelcan ve cüneytarkın yazarak gelmiş millet sinir oldum)

10 Ocak 2006

bayram... mutlu geçsin... hepimizin...
benim günlerimin mutlu geçmesi için bir hafıza yitikliğine ihtiyacım var. Allaha şükür insan unutan varlık.. birilerinin bir ara dediği gibi;
Nas nisyana mubteladır unutur
bende unuturum seni
hani ucunda ölüm yok
ama ölürsem gamzene gömsünler beni...
y.
halbuki gülünce gamzem çıkar. sen ölünce ve ya bitince ben nasıl gülerim ki...

bide az kalorili geçsin(hazır 4 kilo olmuşken)
biraz önce mantarlı börek yedim. pişman değilim tadı damağımda ımmm.. :p

************
of hep aklıma gıcık şarkılar geliyor ya. beni ağlatmak,üzmek için sanatçılar bile seferber olmuş sanki :P
Tanrıda diledim bu kadar dilek
O yarin yüzünü bir daha görek

gel aman aman yanıma kıyma bu yazık canıma
bir kara kaşın bir kara gözün değer dünya malına

bana kısmet değil dizinde yatmak
dizinde yatıp ta yüzüne bakmaaak...

of.. oynatmaya az kaldı...



09 Ocak 2006

Bu sabah yalnız uyandım... sensiz olmaz
Tanıdık kokular yok... Sensiz olmaz
Kahvaltım anlamsızdı... Sensiz olmaz
İlk sigaram bile tatsızdı... Sensiz olmaz
Anlaşılan alışmışım... Sensiz olmaz
Bir verdiysem iki almışım... Sensiz olmaz
Aşk bir dengesizlik işi...Sensiz olmaz
Dengeye dönüşen bir sevgi...Sensiz olmaz

Yalnızlık zor, sokaklar çıkmaz...Sensiz olmaz
Hep tekdüze, herşey dümdüz... Sensiz olmaz
Anlamak çözmeye yetmez... Sensiz olmaz
Biraz telaşlı, huzursuz... Sensiz olmaz

Yine kendi kendime sormadan duramadım
Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım

dolsun bardaklaaaar...

bardağın çeyreğini dahi dolu görsen dedim... bardak kırıldı dedi...
mevsimlerin hüzün çiçeği... evet evet sen arıyordun dimi? tamam buldun işte. tam karşında..
ta ta ta taaam... işte La Mer.. mevsimlerin hüzün çiçeği :P (google'da nasıl aranır böyle bişi anlamadım yani en azından ne bulmayı ümid ediyordu ki? bir şiir mi var yoksa böyle?)

06 Ocak 2006

tut gözün ey dud- ı dil çerhun ki devrin terk edip
kalmasın hayrette çeşm-i gevher-efşanım görüp

( ey aşk ateşiyle yanan gönlümün dumanı ; var git feleğin gözünü kapa. Ta ki inciler gibi gözyaşları döken gözümü görünce, hayrete düşüp de dönmesini terk edivermesin...)

04 Ocak 2006