08 Ağustos 2006

günler var hayatımızda. dönüm noktası sayılacak günler. geçmişte yaşamış olduklarımız da var elbet. dönüm noktamız saydığımız. ne biliym bi üniversite sınavı falan belki. ama her dönem yeni dönüş noktaları çıkıyor karşımıza .ve bizler birşey yapmak zorunda kalıyoruz. mecburi istikametimiz var. belki 2 tane yol var karşımızda ve seçmeliyiz. ve seçtim... insanoğlunun herzaman yaptığını yaptım. en kolay yolu seçtim. birzamanlar bana yapıldığı gibi kısa yolu seçerek yoluma devam ediyorum hayatımın sonuna doğru. uzun yollar olsun istiyorum hayatımda. uzun.. hiç bitmesin... bitmeyen bir uzun yol biliyorum aslında. kısa yol seçmelerim,seçmelerimiz bitmiyor. doğruyu bulmak adına üzülüp,sevinip gene sonunda üzülüyoruz. bu üzüntüler ne zaman biter diyorum. uzun yolu bulunca bitecek mi sanıyosun diyorum.. hangi uzun yol olursa olsun bırakmayacak mı sanıyosun üzüntüler yakanı diyorum mer'e.. "bi git ya" diyor.. ama bi gitme... sanki bir yol var önümde. ve sağlı sollu tali yollar. ben hepsine bi girip çıkıyorum sanki ve büyük asfalt yolda devam ediyorum. sanırım hayatı bu yol iyi açıklıyor. tali yollarda çok oyalanmamak gerkli belki. ama girilen yolun tali yol olup olmadığını girmeden anlamıyorz bu da en büyük sorun sanırım. akışına bırakmalı diyerek kurtuluyorum bu sorundan da işte. hayırlısı... ama hep yağmur yağmaz biliyormusunuz? her insan ayrı mevsimleri yaşar. belki siz şuan hayatınızın yaz mevsimni yaşıyorsunuz. yüzünüz apaydınlık ve çevrenizi bile mutlu ediyorsunuz. bazısı da sonbahar da belki. düşünceli ne yapacağını bilmez durumda. belki de hani gün gelir dışarı bakarsınız birileri kısa kollu dolaşır ama bazıları da montlarını çıkarmammıştır ya. işte ikilemdesiniz belki ilkbaharda ki gibi. kış mı geldi yoksa hayatınıza? yağmur kar şimşek fırtına... ama bilir misiniz?" insan yağmuru sevmeyebilir, sevmeye mecbur değil elbet,ama ne olursa olsun gökyüzünden gelene sövmemek gerekir çünkü hiçbir şey öyle kendi kendine düşmez yukarıdan ve yağan her nimetin de musibetin de ardında Allah vardır. sövdün mü semadan yağana, onu gönderene sövmek kadar büyüktür günahı" demiş elif şafak baba ve piç'te.. her ne mevsimdeyse hayatımız hepsi Allahtan. yaz geldiğinde şükretmesini bilen bizler teşekkür eden bizler Rabbimize, kış geldiğinde işler ters gittiğinde de şüküretmeyi bilmeliyiz değil mi? Rabbim belki bizlerden memnun değil. ve kafamıza bişilerin "dankkk" etmesini istediği için kış getiriyor hayatımıza. gene gene gene doğru yolu bulabilmemiz için. Rabbim şartları getiriyor bizlerde gene onun verdiiği akılla seçimler yapmamızı istiyor. bu kadar işte.. kış mı geldi.. geçecek.. gene yaz olması bizim elimizde. herzaman dediğim gibi. iyiyimdiyoruz ve iyi oluyoruz. mutluyum biliyomusun diyoruz mutlu oluyoruz. çünkü beynimiz okadar aptal ki ne desek inanıyo. ne versen yiyo :P(tüm yazıyı bu kelime ile mahvettim ya.bi ciddi ol be mer:p)herşey elimizde.. gitmek de kalmak da. her ne şey zorsa zorlaştıran da gene bizleriz. aramızdaki deniz değilaramızdaki uçurum değilaramızdaki zaman değilaramızdaki yalnızca ikimiziz.. yazıyor son aldığım okumaya başlamadığım kitabın arka kapağında. ön kapağında iki göz. gözlerde bekleyiş var. "lüften" demiş de bekliyor sanki neler olacağını.
son olarak gene elif şafak ın sözüyle bitirelim "gökten kafana ne yağarsa yağsın asla küfretmeyeceksin. buna yağmur da dahil"

1 yorum:

Adsız dedi ki...

paragraf yapsana bir-iki yaa :)