24 Haziran 2005

S.Ü.'ye

Azaldık azar azar,kırıla döküle. Ellerden değil de dostlardan, kardeşten alarak yaraları azaldık. Olmadık anlarda yakaladı ayazlar bizi, zamansız yakalandı çiçeklerimiz. Herzaman değil de bazen, ama bazenin en orta yerinde eyvah bile diyemeden kalakaldık. Yaz ortasında üşüdük. Ciğerlerimizden akanlar, karın boşluğumuzda toplandı.

Kimileri ölüm ilanları ile çıktı adres defterlerimizden, kimiler hayret ve can sıkıntısıyla. Hayret ettik yaptıklarına, hayret ettik değişimlerine, hayret ettik hoyratlıklarına ve canımız sıkıldı. Ağladık belki de. Niye saklamıştık ki çocukluğumuzdan kalma sevinci, niye paylaşmıştık ki, niye kıvanç duymuştuk ki başarılarından. Canımız sıkıldı bu azalmaya,yoksulluk gibiydi. Ölümlere alışıyordu insanoğlu belki ama buna asla.

Azaldık azar azar, kırıla döküle...
Kalanlarsa... Ne kaldı ki...

5 yorum:

mandalina dedi ki...

işte hayat!

jonquille dedi ki...

bazen hayat tüm acımasızlığını gözümüzün önüne seriyor. 'bu da geçer' demek lazımmış.
elbette herşey 'gelip de geçiyor', ama o 'delip de geçenler' yok mu...

Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Parası olmayan, parasız kalmaktan korkmazmış!

Kıssadan hisse,
Yani; sevgiye ihtiyaç duyan, onsuz kalınca özlem duyar ve acı çeker.

Ben yalnız kaldığım bir vakit, özlediğim sevgileri sorguladım. Aldığım her cevapda bir maskem düştü; insanlığım utandırdı beni, yüzüm kızardı...

İçsel Kavgam,
Kazım Mızrak

Adsız dedi ki...

Aç yüreğini bir merhabaya kardeşin duumaz, eloğlu duyar

mer dedi ki...

jonquille ;
"ama o 'delip de geçenler' yok mu..."

ne kadarda doğru... delip geçti mi.. tüm düşünceleri yıkıverdi mi... o anda ipler kopuveriyor işte..yasık oluyor emeğe,sevgiye..